Yöneticiler Niçin Donanımlı Çalışanlardan Hoşlanmaz
Yönetici yetkinlikleri gelişmemiş, özgüveni düşük yöneticiler mesleki anlamda donanımlı çalışanları kendilerine rakip olarak algıladıkları için bu tür çalışanlardan hoşlanmaz ve bir an evvel bu tür çalışanlardan kurtulmanın yollarını ararlar.
Meslek hayatı boyunca başka kurumlarda görev yapmamış, uzun yıllar aynı kurumda görev almış yöneticilerin piyasa koşullarını değerlendirebilmesi, kurumlar arasında bir karşılaştırma yapma şansı düşük olmaktadır. Özellikle mezun olur olmaz bir kuruma başlamış ve uzun yıllar aynı kurumda görev yapmış kişilerde kurum bağlılığı yüksek olmasının yanı sıra “en iyi kurum burasıdır. En doğru iş bu kurumda yapılır” mantığı oluşmuştur. Bundan dolayı kuruma yeni katılan çalışanların önerilerini dikkate almaz, aynı işi aynı şekilde yapmaya devam etmeyi tercih ederler. Bu durum biraz en iyisinin bu kurumda yapıldığına inanmalarından, biraz da alıştıkları şeyleri alıştıkları şekilde yapmayı tercih etmelerinden böylece konfor alanlarının dışına çıkmayı istememelerinden dolayıdır. Çünkü yeni bir şey deneyerek risk almazlar, böylece başarısız olma olasılığı da ortadan kalkmış olacaktır.
Farklı kurumlarda çalışmış, farklı kurumları tanımış çalışanlar yeni katıldıkları kurumu diğer çalıştıkları kurumlarla karşılaştırma, eksiğini fazlasını görme şansına sahiptirler. Bu sebepten dolayı kuruma yeni katılmış bu çalışanlarda işletme körlüğü oluşuncaya kadar geçecek yaklaşık iki yıl süresince gelecek eleştirilere gereken değer verilmeli ve bu eleştiriler gelişim fırsatı olarak değerlendirilmelidir. Genellikle bu nokta da uzun yıllar aynı kurumlarda çalışmış olanlar duygusal davranarak bu eleştirileri değerlendirmek yerine, hiç profesyonelce olmayan bir yönetim tarzı ile bu eleştirileri getirenlere cephe almayı, gönül koymayı tercih ederler.
Donanımlı çalışanlar kurum içerisindeki yolunda gitmeyenleri daha kolay farkına varıp yapılması gerekenler konusunda daha akılcı çözüm önerileri getirebilmektedirler. Tüm bunlar kurum için çok pozitif olmasına rağmen donanımları yetersiz olan yöneticiler bunu karalama girişimi olarak değerlendirebilmekte, bu çalışana olumsuz bakış açısı geliştirebilmektedirler.
Yetkin çalışanlar görev ve sorumluluk almayı severler. Bu sayede hem kendi gelişimine katkı sağlayacaklarına hem de kuruma artı değer sağlamış olacaklarına inanırlar. Ancak yetkinlikleri gelişmemiş olan yöneticiler görev ve sorumluluk vermeye gönüllü olmalarına karşın bu görevi yerine getirebilmesi için yetki devri yapmaya gönüllü değillerdir ve çalışanın inisiyatif kullanmasına asla sıcak bakmazlar. Yapılacak her şey için kendisinden onay alınmasını ister ve beklerler. Bu da yetkin bir çalışan için zorlayıcı ve bir o kadar da kendisine güvenilmediğini hissettiren can sıkıcı bir durumdur. Bu denli sınırlandığını hisseden çalışan bir dönem sonra iş motivasyonunda kayıplar yaşamaya başlayacak, yaptığı işten keyif almaz hale dönüşecektir.
Yetkinlikleri sınırlı yöneticiler arasında bir de kendi yetersizliklerini farkında olmadan uyanık geçinenler vardır. Bunlar asla herhangi bir sorumluluk almak istemezler. Yapılacak işleri ekiplerindekilere yaptırıp bundan bahsetmeden tüm işi kendileri yapmış gibi gösterirler. Hata ya da eksik olduğunda da bunu hemen ekiplerine mal ederler. Ekipleri içerisinde iş yapan, göze batan çalışkan kişileri kendileri için tehdit olarak algılayarak çevrelerinden uzaklaştırmayı seçerler. Ekipleri genellikle vasat çalışanlardan oluşur. Kendi konfor alanlarından çıkıp yeni bir şeyler denemeyi ret ederler. Söylemleri de “eski köye yeni adet getirip, iş çıkartmayın” dır. Onlar sadece söyleneni yapmayı seçerler. Söylenen dışında hiçbir şey yapmayı istemezler. Suya sabuna dokunmadan varlıklarını sürdürmeyi yeğlerler.
Yapılması gereken işlerle ya da ifade edilmesi gerekenlerle ilgili konuşmak yerine başkalarını öne sürerek, sessiz kalmayı tercih ederler. Bu tür durumlarda öne sürdüğü kişilere destek vermek yerine, bir anda üst düzey yöneticinin yanında yer alırlar ve söylenenin ya da yapılanın ne kadar yanlış olduğu konusunda söylemlerde bulunurlar. Onların bakış açısı “bana dokunmayan yılan bin yaşasındır” Bu tür yöneticiler için donanımlı çalışanlar potansiyel birer tehlikedir. Her an eksik yaptıklarının görülme olasılığı söz konusudur. Burada da savunma bizim kurumumuzda yapılacak her şey bellidir. Bunların ışında yeni bir şey yapılması istenmez şeklindedir.
Bir de kurumsallığa sığınan yöneticiler vardır. Yetkinlikleri o denli sınırlıdır ki yeni bir şey üretmek ya da yeni bir uygulamayı denemek, başarısız olabilecekleri kaygısından dolayı bu kişiler için imkansızdır. Buna kılıf olarak “burası kurumsal bir yapı, burada her şey her yerde aynı yapılır” savunmasıdır. Aynı hata ya da eksiğin giderilmesi yerine aynı şekilde hatalı ya da eksik olarak yapılmasına devam edilir. Kurumsallık tanımı ile hiç alakası olmamasına rağmen buna kurumsallık denilir. Bu ancak kişilerin birbirini kandırma çabasıdır. Böyle bir ortam için donanımlı bir çalışan ciddi bir dezavantajdır. Kısa sürede yolunda gitmeyenleri fark edecek ve dile getirecektir. Yetkinleri sınırlı olan bir yönetici için bu çok dezavantajlı bir durumdur ve bu çalışandan anında kurtulmak gerekmektedir.
Donanımlı çalışandan hoşlanmayan bir de “Süpermen Sendromu” sahibi yöneticiler vardır. Bu yöneticiler “her şeyi en iyi onlar bilir. Her şeyi en iyi onlar yapar” yanılgısına sahiptirler. Onlara hatalarını ya da eksiklerini söylemek imkansızdır. Bunu asla kabul etmezler. Bir de bunu dile getiren kişiyi hadsiz ya da küstah olarak nitelerler. Onlara göre bu kişiden acilen kurtulmak gerekmektedir. Aslında burada üzerinde durulan asla kurumun faydası değil, yöneticinin kırılgan narsist kimliğidir.
Çalışacağınız kurumlarda değerinizi bilecek, donanımlı yöneticilerle karşılaşmanız dileğiyle.
Eğitim ve danışmanlık talepleriniz için aysegulark.com web sitem üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz.