Güvenli Bağlanmanın Önemi

Güvenli Bağlanmanın Önemi

Dünyadaki en büyük mucizelerinden biri belki de bir bebeğin dünyaya gözlerini açışıdır. O minik kalp dünyaya ilk geldiği anda yaşamını sürdürmek için annesinin ya da bir yetişkinin desteğine ve bakımına muhtaçtır. Bebeğin sağlıklı bir gelişim göstermesi onun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasıyla mümkün olabilmektedir. İşte burada ihtiyaçların karşılanması, bu ihtiyaçların karşılanış şekli çocukta güvenli bağlanmanın gerçekleşmesinde önemli bir basamak oluşturur.

Aslında güvenli bağlanma bebeğin daha doğumundan önce başlar diyebiliriz. Çünkü hamileliğin planlı bir hamilelik olup olmaması, annenin ve diğer aile bireylerinin bebeği kabul etmeleri, annenin duygusal olarak dingin ve huzurlu bir hamilelik geçirmesi bebeğin annesiyle kuracağı ilk ilişkiyi belirler.

Hoş geldin Melek

Bebeğin  dünyaya gözünü açmasıyla birlikte annenin ya da bakım veren yetişkinin bebeğin ihtiyaçlarına duyarlı olması, onları zamanında uygun şekilde karşılaması,  ihtiyaçları karşılarken sıcak ve yumuşak hareketlerle gülen bir yüz ve sıcak bir ses tonu ile bu ihtiyaçları karşılaması, o an bebekle göz teması kurmaya dikkat etmesi güvenli bağlanmadaki ilk adımları oluşturur.

İhtiyaçların karşılanmasında ihtiyaca duyarlı olmak kadar, zorlayıcı olmamakta önemlidir. Özellikle annelerin ya da bakım veren yetişkinlerin çocuğun ihtiyaçlarını karşılarken zorlayıcı olması, uyku ve beslenme eğitimlerinde aceleci ve zorlayıcı olmaları, onları gereğinden fazla korumaya çalışarak deneyim yaşamalarına fırsat vermemeleri, adeta onları kendilerine bağımlı hale getirmeleri, güvenli bağlanmanın önündeki en büyük engelleri teşkil etmektedir.

Zaman içerisinde anne ya da bakım verenin çocuğun ihtiyacı olduğunda yanında olması onun ihtiyacını sevgi ile uygun şekilde, zorlayıcı olmadan gidermesi bebeğin anne ya da bakım veren kişiye karşı güven duymasına sebep olacaktır. Bebek ihtiyacı olduğunda onun karşılanacağını hissederek rahatlayacak ve beraberinde getirdiği kaygılar yerini huzur ve güvene bırakacaktır. Bu huzur ve güven duygusu çocuğun dingin bir duygusal dünyaya sahip olmasını sağlayacaktır. Artık bebek anne ya da bakım veren kişi zaman zaman ondan kısa süreliğine uzaklaşsa bile yine döneceğini ve onun ihtiyaçlarını gidereceğini öğrenmiştir. Bu durum onda kaygı yaratmamakta ve bebek bu sayede kendini güvende hissetmektedir.

Emekleme ve yürüme ile birlikte bebeğin özgürleşmeye başladığı dönemde anne ya da bakım veren kişinin sınırlandırıcı bir tavır izlemesi, çocuğa özgürleşebileceği bir alan bırakmaması çocuğun bağımlı bir kişilik geliştirmesine sebep olmaktadır. Oysa bu dönemde çocuk için güvenli alanlar oluşturarak onun hareket etmesine, keşfetmesine fırsat sunarak özgürleşmesine imkan verilmesi, çocuğun ayrı bir birey olduğunu ve kendi başına kendi tercihleriyle bazı şeyleri yapabildiğini görmesi onun bireyselleşmesine ve kendine yeter bir birey olmasına olanak verecektir.

Bebeklik ve erken çocukluk döneminde yaşanan bu yaşam deneyimleri güvenli bağlanmanın temel taşlarını oluşturmaktadır. Önceleri anne ya da bakım veren kişiye duyulan güven zamanla diğer aile üyelerine, yakın çevreye ve yaşla birlikte diğer insanlara duyulan güven şeklinde gelişir.

Çocuğun hayatta anne ve babaya duyduğu güvenle geliştirdiği güvenli bağlanma onun ileride diğer insanlarla olumlu iletişimler kurmasına sebep olurken onun sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimi de desteklenir. Buda onun kişilik gelişimini etkiler. Ya çocuk dünyayı güvenli ve yaşanası bir yer olarak algılar ya da güvensiz, tekinsiz bir yer olarak kabul ederek sürekli kaygılarıyla başa çıkmaya ve kendini korumaya çalışır.

Bu bağ bebeğin ileride ki sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimini destekler ve yetişkin bir birey olduğunda kuracağı ilişkileri, dünyayı güvenli ya da güvensiz bir yer olarak görmesini, benlik algısını ve bu da doğal olarak kişiliğini etkileyecektir.

Kısacası bireyin dingin, huzurlu, kendi ile barışık ve kendine yeter bir birey olabilmesi onun yaşamının ilk yıllarında kurduğu güvenli bağlanma ile çok yakından alakalıdır. Eğer bu  dönemde anne yada bakım veren yetişkinle güvenli bir ilişki kurulamamışsa çocuk ileri ki yaşamında güvenli ilişki kurmakta zorlanmakta, ilişkilerini uzun süre sürdürememekte, sürekli  kaygılarıyla başa çıkmaya çalışmak durumunda kalmaktadır.

Herkesin sağlıklı, huzurlu, dingin bir hayat sürmesi dileklerimle.

Danışmanlık talepleriniz ve sorularınız için aysegulark1@gmail.com bana ulaşabilirsiniz.