Eğitim Kurumlarında Yönetici Yetkinliklerinin Önemi
Tüm sektörlerde kalifiye elemanla ve donanımlı bir yönetici ile çalışmak önemlidir. Ancak konu eğitim ve çocuklar olunca bu konu her sektörden daha fazla önem kazanmakta. İyi bir yöneticiden en temel beklenti işyerinin hem varlığını sürdürmesini sağlaması hem de karlılığı arttırabilmesidir. Ama konu eğitim olunca beklentiler maalesef ki bu kadarla sınırlı kalamamakta. Çünkü bir eğitim yöneticisinin en önemli sorumluluğu, emanet aldığı çocuk ve gençlerin donanımlı bir şekilde hayata hazırlanması için uygun eğitim ortamlarını oluşturabilmektir. Kısacası alınan sorumluluk diğer yöneticilere göre çok daha fazladır.
Bir eğitim yöneticisinin iletişim becerilerinin çok gelişmiş olması gerekir. Çünkü onun iletişimde bulunduğu kitle 3 yaştan 70 yaşa kadardır. 3 yaşında anaokuluna gelen bir miniğin ihtiyaçlarını da fark etmesi gerekir, 70 yaşında okuldan torununu almaya gelen bir anneanne, babaanne ya da dedenin de. Yaşları çok farklı da olsa bu geniş yelpazenin sizden temel beklentisi onları anlamanız ve onların ihtiyaçları doğrultusunda uygun ortamlar yaratarak onlara destek olmanızdır.
Bir eğitim yöneticisi olarak kalabalık bir grupla çalışırsınız. Bu grubun bir ekip olabilmesi eğitim yöneticisinin en önemli becerisidir. Çünkü bir grubu belli bir amaç doğrultusunda emek ve çaba sarf etmeye yönlendirebilmek ve bunu bir ahenk içerisin de sağlayabilmek, oluşan sinerjiden başarıyı oluşturabilmek bir eğitim yöneticisinde bulunması gereken en önemli vasıftır. Bu sayede kalabalık grup bir ekip olur, o ekip tüm öğrencileri donanımlı yetiştirmek için emek ve çaba sarf eder ve bu emek ve çabadan da başarı doğar.
Eğitim kurumlarında ekip olmak için “biz” bilincinin oluşması çok önemlidir. Çünkü bir velinin gözünde önemli olan bir öğretmenin değil, eğitim kurumunun başarısıdır. Bunun için kurum içerisinde çalışanlarda “ben” kavramının evrilerek “biz” bilincine dönüşmesi kurum başarısı için büyük önem taşımaktadır.
Eğitim kurumu yöneticisinin ekibini motive edebilmesi, onlarda kurum bağlılığı oluşturabilmesi bu sayede kurumdan ayrılmaları azaltacaktır. Unutulmamalıdır ki kurumdan mutsuz olarak ayrılan her çalışan kurum için negatif reklamdır.
Bazen yönetici ben merkezli davranışlar sergileyebilmekte, çalışanlarda korku kültürü yaratarak yönetimi sağlamaya çalışabilmektedir. Burada bilinmesi gereken en önemli nokta aslında bu yöneticinin yöneticilik yetkinliklerinin gelişmemiş olduğudur. Bazen bunu yönetici yaptığı işi mükemmel yapma çabasıyla hayata geçirebilmektedir. Ancak sebebi her ne olursa olsun, çalışanı azarlayarak, aşağılayarak, kurumda korku kültürü yaratarak yönetim asla kabul edilemez. Çünkü bilinmelidir ki böyle bir yönetim tarzının açık vermemesi, iflas etmemesi mümkün değildir. Zaman zaman kurum sahipleri ya da veliler bu tür yöneticileri her şeyden haberi oluyor, ya da kurumda görünürde her şey yolunda gidiyor gibi algılayarak “mübah yönetici” vasfına uygun görseler de aslında burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta çalışanlarına bu denli olumsuz davranan bir yöneticinin çalışanlarda motivasyon kayıplarına sebep olduğu ve kurum bağlılığını olumsuz yönde etkilediğidir. Bu da çok sık kadro değişikliğini gündeme getireceğidir.
Kurumun hedeflerinin ekip ile birlikte belirlenmesi ve kurumun hedefleriyle ekip üyelerinin hedeflerinin örtüşmesinin sağlanması ve bu hedeflere ulaşmada ekibin motivasyonunun oluşturulması yine eğitim yöneticisinin hayata geçirmesi gereken kritik noktalardan biridir.
Eğitim kurumu yöneticisinin en önemli yönetim yetkinliklerinden biri sorumluluk alabilmesi, aldığı sorumluluğun takibini yapabilmesi ve sonuçlandırabilmesidir. Bir o kadar inisiyatif alabilme de yönetici yetkinliklerinde olmazsa olmaz yetkinliklerdendir. Yöneticinin yetki devri yapabilmesi de işlerin yolunda gitmesinde önemlidir. Böylece işler hem yolunda akacak hem de çalışanlar kendilerini kurumun gerçek bir üyesi olarak görebilecektir. Bazen de çalışana sorumluluk verilmekte ama her şeyden haberim olsun düşüncesiyle yetki verilmemektedir. Bu da çalışanı sadece sorunla boğuşan, ama çözüm üretemeyen pasif bir konuma getirmektedir.
Her eğitim kurumunun varlığını sürdürebilmesi için ekonomik olarak getiri sağlaması gerekmektedir. Ancak bu süreci etik ve ilkeli olarak yürütebilmek belki de bir eğitim yöneticisinin en önemli meziyetidir. Bu süreçte öğretmen ve çalışanları koruyabilmek, aynı zamanda öğrencilere karşı eğitim-öğretim sorumluluğunu yerine getirerek onların yarınlara donanımlı hazırlanmasını sağlayabilmek eğitim yöneticisinin en temel görevidir.
Kurumda ki her öğrenciye karşı eğitim yöneticisinin sorumluluğu son derece büyüktür. Bir eğitim kurumu yöneticisi için her yıl hedeflenen öğrenci sayısına ulaşmak temel hedef olmakla birlikte kurumda ki her öğrencinin çok değerli ve biricik olduğu bilinci ile onun yeti ve yeteneklerinin keşfetmesine fırsat vererek, onun kapasitesini maksimum düzeyde kullanmasına imkan vererek onun gelişimini desteklemek bir eğitim yöneticisinin birincil sorumluluğudur. Aynı şekilde kuruma kazandırılan her öğrencinin mutluluğunu ve başarısını sağlamak ve bununla birlikte veli memnuniyetini arttırmak, kurum bağlılığını güçlendirmek olmazsa olmazlardandır.
Bu yıl kazanılan bir öğrencinin ertesi yıl kayıt yenilememesi sadece ekonomik kayıp değildir. Aynı zamanda olumsuz düşüncelerle kurumdan ayrılan öğrenci ve velinin kurum hakkındaki olumsuz söylemleri kurum için negatif bir reklam oluşturacaktır. Yapılan araştırmalar 1 mutsuz müşterinin 9 ile 15 kişiyi olumsuz etkilediğini göstermektedir. Hele ki günümüzde bu sayılar sosyal medya üzerinden binlere hatta milyonlara ulaşabilmektedir. Belki de bu sayılar eğitim sektöründe çok daha fazladır. Çünkü eğitim sektöründe söz konusu ürün çocuktur ve her aile için çocuğu hayattaki en değerli varlığıdır. Bundan dolayı buradaki olumsuzluğun yarattığı memnuniyetsizliğin etkisi de daha büyük olacaktır.
Eğitim yöneticisinin duygusal dengeye sahip olması, mesleğinde donanımlı olması ve kendisi ile ilgili olumlu düşüncelere sahip olması, ekibi ile uyum içerisinde çalışmasını sağlar. Aksi takdirde duygusal iniş çıkışlar ekip üyelerinin motivasyonunu düşürürken aynı zamanda kurum bağlılıklarının azalmasına da sebep olur.
Yöneticinin mesleğinde yeterli donanıma sahip olmaması kurum içerisinde düzen sağlayabilmek için korku kültürü oluşturmasına sebep olur. Yine yöneticinin donanımlı olmaması yetki devri yapamamasına ve ekip üyelerine inisiyatif vermemesine neden olmaktadır. Bu da eğitim kurumunda işlerin akışını olumsuz yönde etkileyen sebeplerden biridir.
Tüm bunlara bakıldığında eğitim yöneticisinin mesleki olarak donanımlı, yönetici özelliklerinin gelişmiş, duygusal olarak dengeli, iletişim becerilerinin güçlü olması gerekir. Sadece güler yüzlü, uzun yıllar bu kurumda görev yaptı diyerek, yönetici yetenekleri gelişmemiş, yetki devri yapamayan, hata yapmaktan korkan ve bunun için yeniliğe ve değişime dirençli, inisiyatif alamayan bir öğretmeni yönetici olarak atamak kurum adına yapılan büyük bir yanlış olacaktır.
Tüm bu bilgiler ışığında dünyada ki ve ülkemizde ki değişimleri iyi okuyabilen, kurumlarının buna uyum göstermesini sağlayabilen, ekip üyelerine güven veren, onların gelişimlerini destekleyen iyi bir yönetici, gerçek bir liderle yollarınızın kesişmesi dileklerimle.
Eğitim ve danışmanlık talepleriniz için aysegulark.com web sitem üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz.