Eğitim Kurumlarında İşe Alma Süreçlerinin Doğru Yönetilmesi

Eğitim Kurumlarında İşe Alma Süreçlerinin Doğru Yönetilmesi

Bir eğitim kurumu için çalışacağı öğretmen ve diğer çalışanlar o kurumun kalitesini doğrudan etkileyen kişilerdir. Eğitim kurumu çalışanları, özellikle de öğretmenler sadece kurumun prestijini değil aynı zamanda içerideki öğrencilerinde hayatlarını etkilemektedirler. Bundan dolayı eğitim kurumlarında çalışan seçimi diğer iş kollarına göre çok daha fazla önem taşımaktadır.

Doğru kişilerin işe alınması etkin işe alım süreçleriyle mümkündür.  İşe alım süreçlerinde işe alınacak kişinin mesleki yetkinlikleri en önemli kriteri oluşturur. Kişinin mezun olduğu kurumdan bile belki de daha önemlisi kişinin mezun olduktan sonra kendini geliştirmek adına aldığı eğitimler ve bunları nerelerden aldığı, kendine yaptığı yatırımdır.

Kişinin kendini geliştirmeye hevesli olması yenilikleri takip ediyor olması çalışacağı kuruma yeni bir soluk getirmesi anlamında önemli olmaktadır. Öğretmenin mesleki yetkinliklerini anlamanın bir yolu öğretmenden bir ders işlemesini istemek olabilir. Burada öğretmenin alan bilgisini değerlendirme şansı olabildiği gibi aynı zamanda öğretmenin sınıf yönetimini de değerlendirmek mümkün olacaktır. Ayrıca bölüm başkanının öğretmenle yapacağı alan bilgisi ile ilgili görüşme bize öğretmenin alanı ile ilgili yetkinlikleri hakkında fikir verecektir.

Eğitim kurumlarında çalışanların kişilik özellikleri belki de alan bilgisi kadar önemli olmaktadır. Özellikle öğretmenlerde yeniliğe açıklık, dünyadaki alanı ile ilgili gelişmeleri takip etmek, öğrendiklerini içselleştirip, kendi bilgi ve deneyimleriyle harmanlayarak uygulayabilmek, yeniliklere direnç göstermemek belki de öğretmenliğin en olmazsa olmaz özelliğidir.

Kişilerin öz denetiminin gelişmiş olması ancak bunu kendisini ve öğrencilerini zorlayacak nitelikte hayata geçirmemesi de öğretmenlikte önemli olmaktadır. Öğretmenin yapacağı işi en iyi yapmak istemesi, çok güzel ancak bunu kendini yıpratacak nitelikte hayata geçirmesi ve öğrencilerinden de her zaman en mükemmeli beklemesi, azına ikna olmaması öğrenciler için çok yıpratıcı ve zorlayıcı olabilmektedir. Bu konu da dikkatli olunması iyi olacaktır. Aşırı hırslı bir öğretmen kurum için avantaj olabildiği gibi, hırsın kontrol edilmemesi öğrenciler için çok ciddi dezavantaj olabilecektir.

Öğretmenin iş motivasyonunun yüksek olması, mesleğinden keyif alması ve kurumda görev almaya istekli olması da yapacağımız iş görüşmesinde dikkat etmemiz gereken konulardan biridir. Kişinin iş doyumu aynı zamanda hayat doyumunu da doğrudan etkilediğinden, kişinin yaptığı işten tatmin olması kritik önem taşımaktadır.

Kişinin duygusal olarak dengeli bir kimliğe sahip olması, duygusal ani iniş çıkışlarının olmaması, yersiz kaygı ve korkularının bulunmaması, paylaşımcı ve iletişime açık olması, doğru iletişim kuruyor olması da eğitim kurumu çalışanı için en önemli kişilik özellikleridir.

Benlik algısının güçlü olması, kendini yeterli hissetmesi, başaracağı konusundaki inancı kişinin işe daha fazla adapte olmasını sağladığı gibi aynı zamanda huzurlu ve rahat çalışmasını da sağlayacaktır. Kişinin öz saygının düşük olması bir proje ya da çalışmada görev almak istememesinin yanı sıra sınıf içerisinde yetersiz kalmasına da sebep olabilecektir.  Ancak öz saygının çok yüksek olması, narsist bir kimlik yapılanması da öğretmenlik mesleği için uygun olmayacaktır.

Kişinin sahip olduğu değerler ve hayat görüşü, işe alım sürecinde üzerinde en fazla durulması gereken konulardan birini teşkil etmektedir. Mutlaka işe alım sürecinde kişinin değerleri ve hayat görüşü üzerinde durulmalıdır. Bunların kurumla paralellik göstermesi halinde kişi çok kolaylıkla kurum kültürüne uyum sağlayabilecektir.

Geçimlilik, özellikle eğitim gibi ekip çalışması gerektiren yapılarda çok önemli olmaktadır. Kişinin ekip çalışmasına yatkın olması, ekiple birlikte hareket edebilmesi, hatalara toleranslı olması, duygularını kontrol edebilmesi eğitim kurumlarındaki çalışma ortamları için önemli olmaktadır.

Kişinin kendini ayarlama yeteneğinin olması, hangi ortamda nasıl davranacağını, kime nasıl hitap edeceğini biliyor olması, doğru ve seviyeli iletişim kurabilme yeteneğinin gelişmiş olması eğitim kurumlarında ayrı bir öneme sahiptir.

Eğitim kurumu çalışanlarının dışa dönük olması önemli olmakla birlikte çok fazla dışa dönük kişilerin hep aynı mekanlar da hep aynı kişilerle iletişimde olması, bu iletişimin bir öğretme sürecine yönelik olması kişi için zorlayıcı olabilecektir. Aynı şekilde kişinin çok fazla içe dönük olması, başka kişilerle iletişim kurmaktan çekinmesi ya da bu iletişimden zevk almaması da bir öğretmen için hiçte uygun bir özellik olmamaktadır.

Yapılacak görüşmelerde ve referanslardan alınacak bilgiler doğrultusunda kişide bu özelliklerin ne kadar bulunduğunu belli bir oranda belirlemek mümkün olabilmektedir. Yetkinliklerin ve kişilik özelliklerinin kurum kültürüne uygun olduğuna kanaat getirilmesi halinde işe alım sürecindeki son aşama olan sözleşme yapılması aşamasına gelinmiş olacaktır.

Tüm bu süreçlerde etik, ilkeli davranılması, yapılacak görüşmelerde saygılı ve nazik davranılması çalışanda kuruma karşı olumlu bir imaj oluşmasını sağlayacak buda kişinin kurumuna güven duymasına sebep olacaktır. Çalışılan kuruma güven duyulması kişide kurum bağlılığını sağlayan en temel koşullardan biridir.

Yapılacak değerlendirmelerin yansız, hakkaniyetle yapılmış olması, kurum kültürüne uygun, beklentileri karşılayacak donanıma sahip çalışanların işe alınması işe alma sürecinin doğru yönetildiğinin göstergesidir.

Eğitim ve danışmanlık talepleriniz için aysegulark1@gmail.com mail adresimden bana ulaşabilirsiniz.

Verimli, keyifle çalışacağınız kurumlarda, paylaşımcı, ekip ruhu ile çalışan bir ekiple birlikte olmanız dileğiyle.