Çocuklarda Dışa Atım Bozuklukları

Çocuklarda Dışa Atım Bozuklukları

İdrar Kaçırma (Enürezis) ve Dışkı Kaçırma ( Enkoprezis)

Çocuklarda tuvalet eğitimi gelişim basamaklarında önemli yer tutmaktadır. Genellikle de çocuğun gelişim düzeyine bağlı olarak da 2,5-3 yaş civarında da hem gece hem de gündüz tuvalet eğitimi kazanılır. Ancak dışkı kaçırmanın 4 yaş, idrar kaçırmanın ise 5 yaşa kadar kazanılamaması ve idrar kaçırmanın hafta da 2 veya üstünde tekrarlanıyor olması problem olarak tanımlanır.

Tuvalet eğitimi çocuğun fiziksel ve duygusal gelişiminden, anne ile kurduğu ilişkiden çok fazlasıyla etkilenmektedir. Çocuğun dışkı tutmasını sağlayan kasların kontrolü 24 ay civarında gerçekleşir. Mesane kontrolü gündüz 2 yaş civarında,  gece ise 3 yaş civarında kazanılır.

İdrar kaçırma problemi iki şekilde karşımıza çıkmaktadır. Birinci tipte çocuk hiç tuvalet eğitimi kazanmamıştır. İkinci tipte ise çocuk tuvalet eğitimini kazanmış ve en az 6 ay kuru kaldığı bir dönem yaşamış fakat sonra yaşanan bir olumsuzluğa bağlı olarak alt ıslatma tekrar başlamıştır.

Alt ıslatma problemi erkek çocuklarda kızlara göre daha fazla görülür. Toplumda 5 yaşta görülme sıklığı %20 gibi bayağı yüksek bir orandadır. Genetik faktörler etkilidir. Anne ya da babasında alt ıslatma problemi olan çocuklarda alt ıslatma sorununun görülme olasılığı oldukça yüksektir.

İdrar yolu iltihabı ya da idrar yolu anomalileri alt ıslatma probleminin ortaya çıkmasında etkilidir. Ancak çocuk 5 yaşına ulaşmış ve tıbbi muayenesinde patolojik bir sebebe rastlanmayan çocuklarda çevresel ve psikolojik etkenlerin mercek altına alınması gerekir.

Yeni bir kardeş doğumu, anne babanın boşanması, ebeveyn kaybı gibi durumlar alt ıslatmada etkili olan psikolojik sorunlarken, tuvalet eğitimine geç başlanması, yanlış tuvalet eğitimi ya da çocukta var olan karşı olma, karşı gelme bozukluğu gibi sebepler de bu problemin ortaya çıkışında ki diğer etmenleri oluşturur.

Alt ıslatma problemi yaşayan çocuğa bağırıp kızılması ya da cezalandırılması bu problemin çözümüne hiçbir katkı sağlamadığı gibi çocukla ebeveyn arasındaki iplerin daha fazla gerilmesine sebep olur.

Genellikle alt ıslatma çocukların uykuya daldıkları birkaç saat içerisinde gerçekleşir. Bundan dolayı takiple çocuğun alt ıslattığı saatin belirlenmesi ve buna göre ıslatma gerçekleşmeden çocuğun tuvalete kaldırılması geçici bir çözümse de esas problemin çözümü alt ıslatmanın altında yatan sebebin tespit dilerek bu yönde bir sağaltım uygulanmasıdır.

Mesane kapasitesinin arttırılmasına yönelik uygulamalar ile mesanenin tamamen boşaltılmasının sağlanması veya tuvalete gitmenin aşamalı olarak 5’er dakika geciktirilerek tuvalet tutma becerisinin geliştirilmesi ve bu kasların güçlenmesini sağlayacak bazı egzersizler alt ıslatma probleminin aşılmasında kullanılabilecek fiziksel yöntemlerdir.

Alt ıslatma sorununun giderilmesinde altta yatan  nedenin bulunması ve buna yönelik sağaltım çok önemli olmaktadır. Çocuk tuvalete gitmeyi reddediyor ve bu konu hakkında ebeveyn ile inatlaşıyorsa burada yanlış bir tuvalet eğitimi olduğu gibi karşıt olma,  karşı gelme bozukluğunun ön belirtileri olabileceği konusunda da dikkatli olmak gerekir.

Dışkı kaçırmada durum hem çocuk hem de aile için idrar kaçırmaya göre daha da zorlayıcı olmaktadır. Dışkı kaçırma da genellikle çocukta kabızlığa eşlik eden sızıntı şeklindeki dışkı kaçırma daha yaygındır. Burada çocuk uzun süre kabız kaldığı için dışkılamaktan canının acıyacağını düşündüğü için kaçınmaktadır.  Ancak bağırsaktan istemsiz olarak sıvı haldeki dışkı dışarıya sızıntı yapar şekilde akmaktadır. Çocuk ve aile hijyenik olmayan bu durumdan fazlasıyla rahatsız olmakta ancak kendi çabalarıyla sorunun çözümünde yetersiz kalmaktadırlar.

Bu çocuklara lifli gıdalar verilmesi, bol su içirilmesi problemi bir yere kadar çözebiliyorsa da kalıcı ve kesin bir çözüm oluşturmamaktadır. Bu konu da alınacak psikolojik destek küçük yaş gruplarında uygulanacak oyun terapisi gibi yöntemler bu problemin aşılmasında kolaylık sağlayacaktır.

Hem idrar kaçırmada hem de dışkı kaçırma probleminde çocukta fizyolojik bir bozukluk söz konusu değilse psikolojik destek alınması hem bu problemin kısa sürede çözülmesini sağlayacak hem de çocuk ve ailenin bu sorundan dolayı yıpranmasının önüne geçecektir.

Bu problemin aşılmasında aileye de önemli görevler düşmektedir. Aileye yapılacak psiko eğitim ile ne yapmaları ve ne yapmamaları detaylı anlatılmakta, hatalı uygulamalardan vaz geçmeleri sağlanmaktadır.

Sağlıklı, mutlu çocuklar yetiştirmeniz dileğiyle.

Danışmanlık ve eğitim talepleriniz için aysegulark1@gmail mail adresimden bana ulaşabilirsiniz.