Okula Yeni Başlayan Çocuğa Nasıl Destek Oluruz

Anaokuluna Başlayan Çocuğa Nasıl Destek Oluruz

Anaokulu eğitimi çocuğun eğitim hayatı ile ilk karşılaşması olup çocuğun okula karşı olumlu duygular oluşturmasında önemli bir yer tutmaktadır.

Çocuğun anaokuluna başlarken tuvalet eğitimini kazanmış olması, bir, iki kelime ile bile olsa ihtiyaçlarını dile getirebilecek dil gelişimine sahip olması, destekle de olsa öz bakım becerilerini (yemek yemek-tuvalet- el ağız yıkama vb.) kazanmış olması çocuğun anaokuluna daha kolay uyum göstermesini sağlar.

Çocuğun tuvalet eğitimini kazanmadan anaokuluna başlaması çocuğun mahremiyet bilinci açısından uygun değildir. Aynı zaman da tuvalet eğitimini kazanmamış bir çocuk arkadaşları arasında bu konuda kendini kötü hissedecek olabilir. Bundan dolayı anaokuluna başlamadan önce tuvalet eğitiminin kazanılması önemlidir.

Ailelerin anaokulu seçerken çocuklarının özelliklerini göz önünde tutması, çocuğa uygun bir anaokulu tercihinde bulunması hem çocuğun anaokuluna daha kolay adapte olmasını sağlayacak hem de okula daha severek gitmesine imkan verecektir. Henüz anadilin de iletişim kuramayan bir çocuğun zorunluluk yoksa yabancı dilde eğitim yapan bir anaokuluna başlatılması çocuk için çok fazla zorlayıcı olacaktır.

Biz uzmanların anaokulu seçiminde anne babalara en önemli uyarısı okul seçiminde çocuklarının özelliklerini göz önünde bulundurarak ortak karar vermeleri, okul seçme sorumluluğunu çocuğa bırakmamalarıdır. Çünkü bu yaş grubu çocukların ilgi ve istekleri çok değişkendir ve sadece hoşuna giden bir oyuncak bile okul tercihini belirleyebilecektir. Bundan dolayı okul tercihini anne babanın yapması ve gideceği okul kesinleştikten sonra çocuğa okulunun tanıtılması çok daha uygundur. Çocuğun başlayacağı anaokulunu eğitim başlamadan görmesi, öğretmeni ile tanışması, çocuğun okula daha kolay başlangıç yapmasına olanak verir.

Anne, babanın okul tercihini yaptıktan sonra okula ve okulda ki profesyonellere güven duyması, büyük bir sorun yaşanmadığı sürece de okul değiştirmeyi düşünmemesi çocuğun okula uyumunu kolaylaştıracaktır. “ Alışamazsa, alırız düşüncesiyle bir başlangıç yapmak, o çocuğun okula alışamaması için yeterlidir.” Bundan dolayı anne, babanın çocuğun okula başlaması konusunda kesin kararlı olması ve okuldaki profesyonellerin yönlendirmelerine uygun davranmaları çocuğun kısa sürede okula uyum göstermesini sağlayacaktır.

Çocuğa sık, sık okula gideceğinden, orada pek çok arkadaşı olacağından, okulda bol bol oyun oynayacağından, keyifli zaman geçireceğinden okul bitince de  gelip onu alacağınızdan bahsetmek, okulla ilgili olumsuz konuları dile getirmemek, olumsuz anılarınızı paylaşmamak çocuğun okula karşı olumlu duygular beslemesini sağlayacaktır.

Okul alış verişini çocukla birlikte yapmak, okula götüreceği malzemeleri birlikte hazırlamak çocuğun okula hazır oluşunda etkili olacaktır. Tanıdıklarınıza çocuğunuzun yanında çocuğunuzun artık çok büyüdüğünü ve okula başlayacağını övgülü sözlerle dile getirmek çocuk üzerinde pozitif bir etki oluşturacaktır.

Anne, baba olarak okulun yapacağı bilgilendirme toplantısına katılmak, oryantasyon ile ilgili verilen basılı malzemeleri okumak ve bu konuda ki yönlendirmeleri dikkate almak çocuğunuzun uyumuna olumlu katkı sağlayacaktır. Sınıf öğretmeninizi çocuğunuzun özellikleri hakkında bilgilendirmeniz, önemli bir sağlık sorunu varsa ya da özel bir alerjisi söz konusu ise hem okul hemşiresini hem de sınıf öğretmenini konu hakkında bilgilendirmek çocuğunuzun güvenliği açısından önemlidir.

Okulun başladığı ilk günlerde çocuğunuz ne kadar okulda uzun süre kalmaya istekli de olsa okul da geçireceği süreyi bir, iki saatten daha uzun tutmayınız. Aileler çocuklarının okulda kalmaya çok istekli olduğunu görünce okuldan erken almaktan vazgeçebilmektedirler. Ancak okulun açıldığı ilk günlerde çocuğu uzun saatler okulda bırakmak çocuğun ertesi gün okula gelişini zorlaştıracaktır. Aileler çocuğu ilk başlarda kısa sürelerde okuldan almanın onda bir alışkanlık oluşturacağını ve çocuğun her zaman okulda kısa süre kalmak isteyeceği yönünde yanlış bir algıya sahiptirler. Çocuğun okula başladığı ilk günlerde okulda kısa süreler kalması ve okulda geçirdiği süreyi yavaş, yavaş uzatmak çocuğun zorlanmadan okula uyum göstermesini sağlayacaktır.

Ailelerin okula başlangıçta yaptıkları önemli hatalardan biri de ilk günlerde öğretmenden tüm yemeklerini yemesini talep etmeleridir.  Özellikle yeme sorunu yaşayan çocuklar sırf okulda yemek yiyeceğini düşündüğü için okula gelmekten vazgeçebilmektedirler. Okulda yemek konusunda ailelerin biraz sabırlı olması, çocuk okula uyum sağladıktan sonra okulda ki yemek düzenine geçeceğine inanmaları ve bu konuda çocuğu, öğretmeni ve okulu zorlamamaları çocuğun okula uyumunda pozitif bir etki yaratacaktır.

Bir diğer hata da okuldan gelen çocuğu sorguya çekmek, neler yaptığını, kimlerle oynadığını, hangi dersleri yaptığını, hangi etkinliklere katıldığını öğrenmeye çalışmaktır. Eğer katılmadığı etkinlikler ya da oynamadığı arkadaşları varsa çocuktan tüm etkinliklere katılmasını, herkesle oynamasını talep etmek, çocuğu buna zorlamak ilk günler için zorlayıcı olacaktır.  Çocuğun okula başladığı ilk günlerde her arkadaşı ile oynaması ya da yapılan her etkinlikten hoşlanması beklenilemez. Tüm bunlar birkaç hafta ile birkaç ay içerisinde kendiliğinden hayata geçecektir. Burada biraz sabırlı olmanız ve paniklememeniz işleri kolaylaştıracaktır. Hiçbir çocuktan okulun ilk günlerinde tüm yemeklerini yemesi, tüm etkinliklere katılması, tüm oyunlara dahil olması, tüm arkadaşlarıyla paylaşımda bulunması, öğretilen her şeyi öğrenmesi, tüm kurallara uyması ve günün sonunda mutlu mesut eve dönmesi oldukça ütopik bir beklentidir. Çünkü hiçbir çocuk bu denli duygusal ve sosyal olgunluğa sahip değildir.

Okula ilk başladıkları günlerde okuldan dönen çocuklar zamanını evde geçiren çocuğa göre annesine karşı biraz daha hırçın olabilmektedir. Bu hırçınlığı yumuşaklıkla karşılamak, ondan okula gittiği için övgü ile bahsetmek, onunla gurur duyduğunuzu söylemek ve okula gittiği için onu sıcacık kucaklamak, okul çıkışı birlikte parka gitmek, okula gittiği için sevdiği bir etkinliği birlikte yapmak ya da ona minik bir ödül almak çocuğun okula daha sıcak bakmasını sağlayacaktır. Ancak burada da dikkatli olmakta fayda bulunmaktadır. Ödülü asla okula gitmeden önce bir pazarlık aracı olarak kullanmayınız. Okula gitmek istemeyen çocuğu “ bak bugün okula gidersen sana filan şeyi alacağım” gibi rüşvet vari davranışlarda bulunmak çocukta her okula gittiğinde talepte bulunmayı ve her defasında hedefi büyütmeyi gündeme getirebilecektir. Bundan dolayı ödülü pazarlık konusu yapmamak, ödülü okula giden çocuğa günün sonunda maddi değeri çok yüksek olmayan,  minik bir sürpriz yapmak şeklinde okulun ilk günlerinde birkaç defa, süreklilik arz etmeyecek şekilde kullanabilirsiniz.

Okul çıkışında sınıfından bir, iki arkadaşıyla birlikte parkta ya da eğlenceli bir aktivite de birlikte zaman geçirmesini sağlamak çocuğun  arkadaşlık kurmasını sağladığı gibi, ertesi gün daha rahat okula gitmesine de sebep olacaktır. Burada da çocukların ebeveynlerinin denetiminde olması da önemli bir noktayı oluşturmaktadır. İlk tanışan çocukların birbirine zarar verebileceğini göz önünde bulundurarak, ebeveynlerin uyanık olması önemli olmaktadır. Çünkü kaynaşsın ve okula uyumu kolaylaşsın diye düşünerek bir araya getirdiğiniz çocuklar denetimsiz bir ortamda birbirlerine zarar verebilir ve buda okula yeni başlayan çocukta “bu arkadaşım okulda da bana zarar verebilir” kaygısının doğmasına sebep olabilecektir. Denetimsiz bir ortamda, dimyata pirince giderken bir anda evdeki bulgurdan da olabilirsiniz. Bundan dolayı bu konuda dikkatli olmanızda fayda bulunmaktadır.

Bazen de okula çok hevesle başlayan çocukların birkaç gün sonra okula gitmek istemediklerine şahit oluruz. Bu çocukları tekrar okula ısındırmak, ilk günlerde tedirginlik yaşayan hatta ağlayan çocuklardan daha zordur. Çünkü bu çocuklar okulu ilk gördüklerinde tüm oyuncalarla sadece kendilerinin oynayacağını ve her istedikleri an, her istedikleriyle oynayabileceklerini düşünerek okula başlangıç yaparlar. Oysa birkaç gün sonra oyuncakları paylaşmak zorunda olduklarını ve her istedikleri an, her istediklerini oynayamadıklarını gördüklerinde, evde kalmanın daha eğlenceli olduğuna karar vererek okula gelmekten vazgeçerler. Ailelerin burada sakin olmaları, geri adım atmamaları, her gün düzenli olarak, kısa süreli de olsa çocuğu okula götürmeleri çocuğun  okula tekrardan oryante olmasını sağlayacaktır.

Çocuğunuzu ilk defa okula götürmeden onunla okulda neler yapacağı konusunda konuşmanız, kısa bir süre sonra gelip onu okuldan alacağınızı söylemeniz, okula yakın yerlerde olacağınızı belirtmeniz onun kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır.

Okula başlanılan ilk gün ve onu takip eden birkaç gün okulda uygun bir alanda ancak çocuğun göremeyeceği bir mekan da veya okula yakın yerlerde bulunmanız, okuldan arandığınızda en kısa sürede okula ulaşmanız çocuğunuzun size güven duymasını sağlayacaktır.

Çocuğunuza asla seni bekleyeceğim dedikten sonra okuldan uzaklaşmayınız bu onun size duyduğu güvenin sarsılmasına sebep olacak ve daha sonra ki günler de sizden ayrılmak istemeyecektir. Okula  rahat gelmeye başladıktan bir, iki gün sonra bugün bir küçük işim var çok kısacık onu halletmek için biraz okuldan uzaklaşabilirim diye söylemeniz, hemen bitirince geleceğim diye onu sakinleştirmeniz çocuğun daha rahat sizden ayrılmasını  kolaylaştıracaktır.

Çocuğunuz okuldan gelince onunla neler yaptığı konusunda sorgulayan nitelikte olmayan minik bir sohbet yapmak, yolunda gitmeyen şeyleri keşfetmenizi sağlayacaktır. Yolunda gitmeyen konuyu sınıf öğretmeninizle paylaşmanız, problemin çözümünde kendisinden destek istemeniz uygun olacaktır.  Ancak sorunun uzunca bir süre çözülmediğine dair ipuçlarınız varsa konuyu okul rehber öğretmeni ile paylaşmak doğru olacaktır.

Okula yeni başlayan çocuklar henüz birlikte yaşamın kurallarını bilmedikleri için ufak tefek tartışmaların ve kavgaların yaşanması kaçınılmazdır.  Böyle durumlarda çocuğunuza kendisini nasıl koruyacağını öğretmeniz önemli olmaktadır. Asla “sana vurana sende vur” tarzında bir yönlendirme yapmamalısınız. Bu tür bir yönlendirme sınıf içerisinde kaosun daha da büyümesine sebep olacaktır. Bunun yerine “ bir arkadaşın sana zarar verdiğinde onu bana zarar veremezsin diye uyar. Devam ederse öğretmeninden yardım iste” diye bilgilendiriniz.

Okula giden çocuklarınızın üzerinde küpe, yüzük, kolye gibi takı eşyaları bulundurmayınız. Bu tür eşyalar hem çocukların can güvenliği konusunda tehdit oluştururken hem de kaybolma durumunda çocuğunuzun üzülmesine sebep olacaktır.

Bazı okullar kendi hazırlatmış oldukları okul kıyafetlerini tercih ederken bazı okullar kıyafet tercihini veliye bırakabilmektedir. Okul kıyafetleriniz çocuğunuzun rahat edebileceği, kendi başına giyip çıkarabileceği, öz bakımını yapmasında ona kolaylık sağlayan türden kıyafetler olmalıdır. Çocuğunuzun minik bir okul çantasının olması, okuldan gönderilen malzeme ve materyallerin kaybolmadan düzenli bir şekilde size ulaşmasını sağlayacaktır.

Okul rehber öğretmeni ve sınıf öğretmeninin desteğine rağmen çocuğunuzun okula uyum sürecinin birkaç haftadan daha uzun sürmesi durumunda okul rehberliği haricinde bir uzmandan destek almanız doğru olacaktır.

Eğitim hayatının ilk basamağı olan anaokulu eğitiminin çocuğunuz için keyifli ve verimli geçmesi dileklerimle.

Eğitim ve Danışmanlık talepleriniz için aysegulark.com web sitem üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz.