Eğitim Kurumlarında Bazı Yöneticiler Neden Kurumsal Hafızayı Yok Eder
Kurum hafızası kurumun kurulduğu günden şu ana kadar sahip olduğu tüm bilgi ve deneyimlerinden elde ettiği verilerin saklanması, gerektiğinde tekrar kullanılabilmesidir. Kurumsal hafızaya veri sağlayan pek çok faktör vardır. Bunlar çalışanlar, iş ortakları, hatta tüm paydaşlardır. Kurumsal hafıza kurumun geleceğini planlayabilmek için büyük bir öneme sahiptir.
Kurumlar da bilgi ve deneyimlerden elde edilen veriler kayıt altına alınarak kurumsal hafıza oluşturulmaktadır. Kurumsal hafızanın oluşturulmasında verilerin kayıt altına alınması büyük öneme sahiptir. Bunun için bazı eğitim kurumları ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi gibi profesyonel yönetim sistemini kullanmaktadır. Bu sayede işleyişte ki bilgi ve veriler kayıt altına alınmaktadır. İster bu tür belirlenmiş bir sistemi kullanarak, gerekse bilgi, belge ve verileri düzenlemek için gerekli olan süreçler ile dijital ortam ve yönetim portalını kurduktan sonra tüm verileri kayıt altına almak ve ihtiyacı olanların kullanıma sunmak çok kolay olacaktır.
Sistemler kadar kurumlarda çalışanlarda kurum hafızasını oluşturan ve anlamlandıran ögelerdir. Eğitim kurumlarında kurumsal hafızayı oluşturan en güçlü insan kaynağını yönetici ve öğretmen kadrosu oluşturmaktadır. Özellikle yönetici kadrosu eğitim kurumu içerisindeki tüm işleyişi düzenleyen gruptur. Onun için yönetici kadrosunun kurumun hafızasında önemli bir rolü bulunmaktadır.
Kurum dışından gelen ve göreve yeni başlayan üst düzey yöneticilerin yaptığı ciddi hatalardan biri kurum içerisinde uzun yıllar geçirmiş eski çalışanları işletme körlüğü oluşmuştur düşüncesiyle işten çıkarak kurum hafızasındaki insan kaynağını yok etmeleridir. Kurumlarda tüm eski kadronun bir anda tasfiye edilmesinin getireceği çok ciddi eksik ve hatalar söz konusu olmaktadır.
Kurum hafızasının yok edilmesinde en önemli sebeplerden biri yeni atanan yöneticinin “Süpermen Yönetici Sendromuna” sahip olmasıdır. “Her şeyi ben bilirim” anlayışında olan bu yönetici tipi tüm çalışanlardan işleri onun istediği gibi yapmalarını ister. Burada kurum hafızasına sahip eski çalışanlar istenilenlerle ilgili geçmiş deneyimlere dayanarak olumsuz geri bildirim verdiklerinde bu tip yöneticiler bu durumu verilen emirlere karşı çıkma ya da kendilerini sabote etme olarak algılayarak eski çalışanları ekarte etmenin yolunu aramaya başlarlar. Burada ki en büyük dayanak eski çalışanlarda oluşmuş işletme körlüğü ve konfor alanlarının dışına çıkmak istememeleri söylemleridir. Bu sayede işten çıkarılan eski çalışanlarla birlikte kurum hafızasının insan kaynağı da yok edilmiş olur. Böylece yeni verileri eski verilerle kıyaslamak ve anlamlandırmak kendiliğinden ortadan kalkmış olur.
Ayrıca Süpermen Sendromuna sahip yöneticiler sadece kurum hafızasındaki insan faktörünü yok etmekle kalmaz kurum içerisinde yetenekli ve parlayabilecek çalışanları da kendileri için tehdit olarak algılayarak bunları da saf dışı bırakmanın yollarını ararlar.
Özellikle eğitim kurumlarında alan dışı yapılan üst düzey yönetici atamalarında yapılan hatalardan bir diğeri de eğitim kurumunu diğer işletme tipleri ile karıştırmak ve verimliliği bir sınıfa sığan maksimum öğrenci sayısı X şube sayısı olarak değerlendirmektir. Oysa ki bir eğitim kurumunun verimliliği yetiştirdiği öğrencinin kalitesi yani öğrencinin akademik, sosyal, duygusal, kişilik ve etik değerlere sahip olması belirler. Bundan dolayı eğitim kurumunun verimliliğinin ve karlılığının diğer işletmelerle karıştırılmaması önemlidir. Burada da kurum hafızası yapılması gerekenler konusunda yol gösterici olacaktır. Geçmiş yıllardaki şube ve öğrenci sayıları, veli memnuniyet anketleri, öğrencilerin ulusal ve uluslararası sınavlardaki başarıları gibi konulardaki veriler ihtiyaçlar ve yapılması gerekenler konusunda belirleyici olacaktır.
Kurum hafızası kayıtlı bilgi ve verilerden oluşuyor olsa bile bu bilgi ve verilerin anlamlandırılmasında o proje, etkinlik veya çalışmalarda görev alan kişiler stratejik bir öneme sahiptir. Ancak yeni atanan yetkinlikleri sınırlı yönetici için tüm bunlar yetkinliklerinin değerlendirilmesi gibi algılandığından rahatsız edici olmaktadır. Çünkü sadece sayısal verilerle bir şeyi anlatmak “ yorumcunun bardağın dolu tarafından mı, yoksa boş tarafından mı baktığına göre farklılık göstermektedir. Bundan dolayı kurum hafızasındaki insan kaynağı burada önemli olmaktadır.
Kurum hafızasının silinmesi pek çok yönetici için bir felaket olmasına rağmen yetkinlikleri sınırlı yeni atanan bir yönetici için bulunmaz bir nimettir. Çünkü bu sayede yaptıklarını karşılaştırabilecek bir veri olmayacaktır. Bu sayede kendi yaptıklarını başarı gibi sunma şansı artacaktır.
Yetkinlikleri sınırlı, alan bilgisi yeterli olmayan yöneticiler genellikle hatanın görülmeyeceği, başarı ve başarısızlığın ortaya çıkmasının uzun zaman alacağı alanlarda yenilik yapmayı tercih ederler. Bu genellikle eğitim kurumlarında anaokullarıdır. Çünkü burada başarı ulusal ya da uluslararası bir sınavla ölçülmez, öğrencilerin yaşı küçük olduğu için ailelerinde beklentisi oldukça sınırlıdır. Bundan dolayı eğitim kurumlarına alan dışı yapılan üst kademe yönetici atamalarından sonra yapılan ilk iş anaokulu programını ve uygulamalarını değiştirmektir. Ayrıca anaokulları kurum hafızası en zayıf birimlerdir. Bunun için elde edilecek verileri karşılaştırabilecek veriler de çok azdır. Onun için başarı ya da başarısızlığı yorumlamak oldukça güçtür.
Çalıştığınız kurumlarınızda yeteneklerinizi ortaya çıkaracak, cesaretlendirici bir ortamda uzun yıllar verimli ve başarılı çalışmalar yapmanız dileklerimle.
Eğitim ve danışmanlık talepleriniz için aysegulark.com web sitem üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz.