Öğretmenler Eğitim Kurumlarından Neler Bekler?

Öğretmenler Eğitim Kurumlarından Neler Bekler?

Öncelikle gerek öğretmenler gerekse tüm sektörlerde ki çalışanlar çalıştıkları kuruma güvenmek isterler. Kuruma güven duymak beraberinde kurumsal bağlılığı da getirmektedir. Çalışılan kuruma güven duyulmaması kuruma bağlılığı olumsuz etkilediği gibi, çalışanın psikolojisini de olumsuz etkilemektedir. Çünkü belirsizlik kişi de kaygı ve geleceğe dair karamsarlık yaratır. Bu kaygı durumunun uzun sürmesi kişinin hem psikolojik hem de fiziksel sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Bundan dolayı her çalışan gibi öğretmenler de görev aldıkları kuruma güven duymak isterler.

Maaşlarının ve özlük haklarının zamanında ve doğru şekilde ödenmesini isterler. Çünkü her insan için yemek ve barınmak en temel ihtiyaçtır. En temel de de insanlar  bu ihtiyaçlarını gidermek için çalışırlar. Onun içindir ki bugünkü ihtiyaçları için maaşlarının, yarınları için de SSK vb. özlük haklarının zamanın da ve doğru ödenmesi tüm çalışanlar gibi öğretmenler için de çok büyük önem taşımaktadır.

Çalışanlar görev yaptıkları kurumda ast, üst ya da yatay hiyerarşide iletişimde bulundukları herkesle doğru, samimi ama asla laubali olmayan sıcak bir iletişim kurmak isterler.

Talep edilen her şeyin yapılabilmesi tabi ki mümkün değildir ancak önemli olan o kişinin sıkıntılarını ya da arzularını dinlemek, ihtiyaçlarını gidermek üzere çaba sarf etmektir. Çünkü insanlar doğası gereği dinlenilmek ve anlaşılmak isterler.

Kişiler çalıştıkları kurumda değerli olduklarını hissetmek isterler. Kendilerine, mesleklerine, yaptıkları işe saygı duyulmasını beklerler. Hitap tarzı, beden dili, saygı ile kurulan bir iletişim, onlara önem verdiğinizi gösteren minik jestler, yaptıkları işi takdir etmeniz, onlara bu zaten onun işi tabi ki yapacak bakış açısı yerine yaptıkları iş için teşekkür etmeniz onlara bu duyguyu fazlasıyla hissettirecektir.

Bireysel ve mesleki gelişimi için fırsat verilmesi,  hizmet-içi eğitimlerle desteklemeleri,  çalışanların kurumlarından beklentilerinden biridir.

Kararların birlikte alınması, katılımcı bir kurum kültürünün oluşturulması, çalışanların kurumu ve kararları sahiplenmesini sağlayacaktır. Bu da çalışanları motive eden ve kuruma bağlılığını arttıran bir özellik olmakla birlikte çalışanların da önemli taleplerinden biridir. Çünkü kararların yukarıda alınması ve aşağıya tebliğ edilmesi, kişilerin alınan karaları benimsememesine sebep olurken kişilerde rahatsızlık bu durumun çok sık tekrar etmesi de kişi de bıkkınlık ve değersizlik hissi yaratmaktadır.

Çalışanların sorumluluk almasını sağlamanız ama sorumlulukla birlikte yetki de vermeniz çalışanın kendini kurumun bir parçası olarak görmesini sağlayacaktır. Ancak sorumlulukla doğru orantılı olarak yetki de verilmesi gerekir ki kişi aldığı sorumluluğu hakkı ile yerine getirebilsin. Aksi olduğu takdirde kişinin sorumluluğunun olması ama bu sorumluluğu yerine getirecek yetkisinin olmaması kişi de çözümsüzlük ve köşeye sıkışmışlık duygusu uyandıracaktır. Bu da hiç kimse için istenecek bir durum değildir.

Çalışanlar net bir görev tanımı ister ve beklerler. Nelerden sorumlu olduklarını, neler yapmaları gerektiğini bilmek onları rahatlatır. Kurum içerisinde çalışana inisiyatif verilmesi çalışanın kendini kuruma ait görmesini sağlamaktadır.

Hata hiç birimizin istediği ve arzu ettiği bir durum olmamakla birlikte kaçınılmazda değildir. Ufak tefek hatalarda toleranslı olmak, hatayı telafi etmek için çalışana destek olmak, olayı büyütmeden çözüm üretebilmek yine çalışanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlamaktadır.

Her çalışan arkasında kurumunun olduğunu bilmek ister. Öğretmenin arkasında kurumunun olduğunu hissetmesi onu öğrenci ve veli karşısında güçlü kılmaktadır.

Çalışma koşullarının iş ve özel yaşam dengesinin kurulmasına uygun olması, öğretmenin verimini ve motivasyonunu olumlu yönde etkilemektedir.

Yönetim tarzı olarak korku kültürü yerine katılımcı bir yönetim tarzının benimsenmiş olması çalışanların kuruma bağlılıklarını olumlu yönde etkilemektedir.

Çalışanın kendini gerçekleştirmesi,  potansiyelini, becerilerini fark etmesi, bunları geliştirmesi için fırsat sunmak bireyin mutlu olmasına sebep olurken, kişinin motivasyonu arttırmakta kurum bağlılığını olumlu yönde etkilemektedir.

Emek her zaman kutsaldır. Kişinin emeğinin maddi karşılığını alması en temel beklentidir. Emeğin hiçbir zaman tam karşılığını ödeyebilmek  mümkün değildir. Ancak her işin maksimum ve minimum bir güncel maddi karşılığı vardır. Daha önce ki yıllar da bu karşılık özel okullarda görev yapan öğretmenler için devlet okullarında çalışan meslektaşlarından aşağıda olamaz şeklinde belirlenmişti. Ancak günümüzde değişen yönetmelikle birlikte bu minimum sınır ortadan kalkmış bulunmaktadır. Ücret iki tarafın hür iradesi ile ortaklaşa belirlediği ve sözleşme ile güvence altına alınmış olsa da istemeyen çalışmaz yaklaşımı ile öğretmeni adil olmayan bir ücret skalasına oturtmak istemek çok adaletli ve profesyonel bir yönetim yaklaşımı değildir. Öğretmenin barınma, gıda, eğitim, ulaşım gibi genel gider kalemlerini karşılayabilecek ve ona insanca, kaliteli bir yaşam standardı sunabilecek bir ücret politikasının uygulanması pek tabi ki öğretmenlerin en temel beklentisidir.

Her zaman değer göreceğiniz ve emeğinizin karşılığını alabileceğiniz kurumlarda görev yapmanız dileğiyle.

Eğitim ve danışmanlık talepleriniz için https://www.aysegulark.com/ web sitemden benimle iletişime geçebilirsiniz.