Dünyadaki Eğitim Yaklaşımları ( Reggio Emilia)

Dünyadaki Eğitim Yaklaşımları

Bizler öğretmenler olarak her gün derslerimizi hazırlarken öğrencilerimizin ilgilerini çekecek, onlara katkı sağlayacak farklı eğitim uygulamalarını deneriz ve planlarımıza ekleriz. Bu sayede değişik eğitim yaklaşımlarıyla öğrencilerimizin farklı bakış açılarına sahip olmalarını ve bir dünya vatandaşı olarak yetişmelerini desteklemeye çalışırız. Çünkü her yaklaşım bizlerinde eğitime ve öğrenciye bakış açımızı ve eğitim yaklaşımımızı, eğitim uygulamalarımızı doğrudan veya dolaylı olarak etkiler.

Bende bir öğretmen olarak sizlerle dünyadaki farklı eğitim yaklaşımlarını, bunların özelliklerini, MEB programıyla  örtüşen ve örtüşmeyen yönlerini içeren yazılar hazırladım.

Umarım çalışmalarınızda sizlere katkı sağlar.

 

Reggio Emilia Eğitim yaklaşımı 

İtalya’nın Reggio Bölgesinde II. Dünya Savaşı sonrası annelerin “Bizim çocuklarımızda zenginlerin çocukları kadar zekiler ve eğitim almak onlarında hakkı” söylemi üzerine öğretmen olan Loris Malaguzzi’nin bu annelere yardım etmesi ve bir okul kurma girişimiyle başlamıştır. Bugün tüm dünya eğitimcileri tarafından kabul gören bir eğitim yaklaşımıdır.

Malaguzzi çocuğun büyüme sürecinde gelişimini engelleyen bir duvarla karşılaştığını ifade etmekteydi. Çocuğun bu süreçte toplumdaki rolünü ve toplumdaki kültürel değerleri öğrenmesi ve bu duvarı aşabilmesi için yetişkinler tarafından desteklenmesi gerektiğini savunmaktaydı.

Reggio Emilia Eğitim Yaklaşımı 9 temel ilkeyi içerir. Bunlar;

Her çocuk bir lider olarak kabul edilir ve çocukların yapamayacaklarına değil yapabileceklerine odaklanılması gerektiği savunulur.

Çocukların aileleri, arkadaşları ve toplumdaki diğer bireyler ile etkileşimde olması önemsenir.

Çevre, çocuk için üçüncü öğretmen olarak kabul edilir. Bunun için çocuğun çevresinin onun gelişimini destekleyecek nitelikteki materyal ve uyaranlar ile zenginleştirilmesinin çocuğun gelişimini desteklediği ifade edilir.

Çocuğun farklı malzemeler kullanarak hayal etmesi ve bunları hayata geçirmesi çocuğun “farklı dilleri olarak ifade edilir ve çok önemsenir.

Öğretmen bir rehber olarak görülür. Onların sunacakları problemlerle çocukların projeler geliştirerek çözüm üretmesi teşvik edilir.

Aile bir öğrenme ortağı kabul edilir. Ailenin okula ve çocuğun öğrenme ortamına katkısı önemsenir.

Öğretmenlerin birer araştırmacı olduğu ifade edilir. Bu sayede öğretmenlerin öğrencileri hakkında dokümanlar oluşturarak bunu aileleri ve diğer öğretmenler ile paylaşması üzerinde durulur.

Bu sayede aileler çocuklarını daha iyi tanırken çocukların öğrenme deneyimleriyle ilgili geniş bir arşiv oluşması sağlanır.

Bu programın uygulandığı okullarda etkinlikler, çocuğun değerlendirilmesi ve dokümantasyon önemlidir. Bunun iyi organize edilmesi gerekir.

Bu programın MEB programı ile örtüşen ve örtüşmeyen yönlerini sizlerle diğer yazılarımda paylaşmaya devam edeceğim.

Keyifli ve verimli dersler işlemeniz dileğiyle.

Eğitim talepleriniz ve sorularınız için aysegulark1@gmail.com adresimden benimle iletişime geçebilirsiniz.